26 Nisan 2010 Pazartesi

Kaybederken...


Benim seni ne kadar sevdiğimi gördün mü hiç gerçekten

Farkettin mi hiç akanın zaman değil de kaybettiklerimiz olduğunu

Sorguladın mı hiç kendini köşeye sıkıştırarak

İtiraf edebildin mi kimseye söyleyemediklerini

Anlayabildin mi sevmenin aslında beş harften oluşmadığını

Eylemlerin oluşları yarattığını göremedin mi

Kazandığını sanmanın aslında en büyük yenilgi olduğunu

Kaybetti sanılanın aslında, zaten kaybedeceği birşeyi olmadığını

Kafasında yarattıklarıyla gönlünde yarattıklarının birbirini tanımadığını

Var oldu sanılanın aslında yoktan ibaret olduğunu

Kim anladı gerçekten sence

Sen galipsin günler geçerken

Ben mağlubum kafamdaki sen çok uzaklardayken...

13 Nisan 2010 Salı


Duydum ki unutmuşsun gözlerimi rengini

Yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara

Bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı

Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara


Hani bendim yedi renk

Hani tende can idim

Hani gündüz hayalin, geceler rüyan idim

Demek ki senin için

Aşk değil yalan idim

Acırım heder olan o en güzel yaşlara

Acırım heder olan o en güzel yıllara...



11 Nisan 2010 Pazar

Düşmek...


Yolların sonunun nereye vardığını bilememek. Yapayalnız karanlıkta kalmak belki, belki de yepyeni ufuklar görmek aydınlanırken her yer. Bazen fark etmek, sen bile kendini düşünmezken, kim olabilir ki seni düşünen ya da kim, nasıl düşünsün ki seni? Zamanın geçmesini dilemek tek elden gelen, hayat ve karşına çıkanlar birbirlerine bu kadar yüzsüzken. Hep kalacak acın hem en yüzeyde hem de en derinde, hissettirecek kendini kimi zaman sıradan bir nefes alışta, kimi zaman tüm yorgunluğun üzerine sadece masum bir uyku isterken. O kadar kolay ki gözden düşmek bu hayatta, aslında sen başka bir yerlerde göze girdiğini sanırken. Çok kanadı bu sefer hocam, çağırma yardım, bu kadar ayağa düşmüşken, sessiz bir köşe bul da bana, bari ayaklar altında olmasın son nefes alış...