1 Eylül 2009 Salı

Futbol Alet Değildir

Türk futbolunu nasıl tanımlarsınız diye soruyoruz her gelen kariyerli yabancıya. Peki ne cevap veriyorlar? Teknik diyemiyorlar, disiplinli hiç diyemiyorlar, gelecek vaat ediyor diyemiyorlar. Nasıl desinler ki bunları? Değer olarak Avrupa'nın 6.büyük liginin hala oturmuş ve kesin yönetmeliklerle yönetilen bir yapısı yok. Adeta naylon fatura gibi ligimiz. Parası ve gücü olan herkes herhangi bir takımı 2-3 yıl içerisinde Süper Lige taşıyıp burada da kalıcı olabiliyor. Taraftar gücüne gerek yok, bir tarihi olmasına gerek yok, birşeylerin sembolü olmasına gerek yok. Amaç benim de bir takımım var ben buraya , ülkeye yatırım da yapıyorum bakın işte demek. Nihayetinde bu takımları kuran adamlar önlerinde daha büyük güç, daha büyük emeller gördüklerinde bu kuluplerin içini boşaltabiliyorlar. Tamam hadi kulüp sizin keyif sizin deriz de bunu sürekli liglerin ortasında yapıp, ligin kalitesini düşürmeye ne hakları var? Sezon başı sen Avrupa'dan kariyerli bir teknik adamı getir takımın başına 5 hafta sonra da o takımın içini boşalt, pilot takım durumuna getir, hatta halı saha takımı durumuna getir. Dümdüz sapsarı bir bezden oluşan Ankaraspor formasını halı sahada dahi giyecek bir Allah'ın kulunu bulamayız, nasıl bulalım ki?

Futbolun içinde tabiki de siyaset vardır, çoğu futbol efsanesi takımlar tarihin sayfalarına siyasetin sosyal içeriğine yaptığı etkilerle girerler. Ancak siyasetin de bir sınıflandırması, iyisi-kötüsü vardır, doğrusu-yanlışı demiyorum bakın. Bir kesimi temsil edersiniz, bir ideoloji temsil edersiniz; ama altı çizilmesi gereken budur, temsil edersiniz. Aleti olmazsınız, futbol takımları alet olmaz, saman altında yürüyen su değil, aksine haykıran sestir. 300-500 bin oy için Türkiye'nin en önemli organizasyonu, en sevilen oyunu kirletilemez, kirletilmemelidir, buna da izin verilmemeli ve kalkışılmasına bile engel olacak yaptırımlar uygulanmalıdır.

Çok fanatik bir Galatasaraylı'yım fakat dün Ankaraspor'un içinde bulunduğu durumu düşünerek maçtan bir tat alamadım. Sadece her zamanki gibi Kewell'ın gülümsemesi en kalıcı olan aklımda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder