18 Eylül 2009 Cuma

Yazık oldu yazık...


Herhalde hayatımda daha fazla sinirle izlediğim basketbol maçı olmamıştır. Bu kadar kötü oynarken bile maçı uzatıp orada da yine son topa bırakmamız teselli olarak bize kalan. 2010 Dünya Şampiyonası öncesi karamsar olunacak bir tablo kesinlikle yok ancak düşünmemiz gereken noktaların üzerinde de iyice kafa yormalıyız.

Biz gol atınca maç biter tarzı kaçırdıkça ribaundları toplayan Yunanistan hücumdan sayı veya faul çıkarana kadar biz topu elimize alamadık ilk yarı boyunca. Serbest atış çizgisine gidemedik, hayatının 2. en iyi maçını oynayan baby Shaq'ın sinir içerisinde seyrettik(En iyi maçını Japonya'da yine bize karşı oynamıştı). Ersan'ın çenesinin açılması ve Hidayet'in bu maçta da açılamaması ilk yarı bizi fazlasıyla gerdi denilebilir.

Her şeye rağmen oyundan kopmadık, daha doğrusu Yunanistan'ın bu kadrosu bunu becerebilecek kapasitede değil. Oyunda ne zaman baltayı vurup oyunu koparmamız gerekse, ya basit fauller ya da zorlama hücumlarla bu fırsatları değerlendiremedik. Spanoulis en ufak boşluk bulduğunda derin derin darbeler vurdu bize. Ender son topta sendelese de turnikesini bırakmayı bildi ve maçı uzattık. Bu kadar hataya rağmen komşu bize "bugün kötüsünüz her halinizden belli oluyor, biz zaten kapasitemizce geldik, buyurun siz geçin" diyordu adeta.
Uzatma başladıktan sonra Hidayet'in zorlamalarıyla bir hayli zor duruma düştük. Ama komşu bize vermeye niyetliydi turu, yanlış saymadıysam 5 top üst üste kaybettiler ancak biz son top olarak kullanmamız gereken bir topu Hidayet'in anlamsız zorlamasıyla ipimizi kesen top haline getirdik.

Bir parantez de uzatmadaki pozisyona açmak lazım. 24 saniye sona ermişken, rakibe bir hücum hakkı daha tanındı hakemlerce. Kurallarda böyle bir şeyin yazdığını ne gördük ne duyduk. Madem 24 saniye vermiyorsun o zaman basketi vermen gerekmiyor mu? Çok açık bir kural hatası olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. Bu pozisyon sonrasında ise Spanoulis'in bu pozisyonun aynısını Rusya ya da Fransa maçında attığını çok iyi hatırlıyordum ve adamlar topu çıkarırken gelişecekler bir çırpıda çıktı şom ağzımdan.

Bu Yunanlılar çok fazla bize benziyorlar, iki gündür oynanan Türk-Yunan karşılaşmalarında da bu açıkça gözüktü. Dün acayip bir hakemin üzerine oynama, her topa itiraz etme falan adamlar resmen bizi geçmiş. Bugünkü maçta da artık bir ekol olmanın ve tecrübelerinin de yardımıyla doğru itirazları yaptılar. Uzatmadaki o kritik topla da itirazlardan 3 sayı buldular diyebiliriz. Bu pozisyonda bizim bench'in pasifliği ise belki de bize yarı finale ve olası bir finale mal oldu.

Çok üzüldük bugün, hele de böyle bir Yunanistan'a yarı final biletini ellerimizle teslim etmek çok koydu. Basketbol tam soğumak üzere olan bizlere, iyi bir geri dönüş oldu bu turnuva gerçi. Seneye ev sahipliği yapacağımız turnuva öncesi bizi de havaya soktu diyebiliriz. Ne diyelim seneye yarı final ve ötesini görmek nasip olur bizlere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder